Haziran ayinin 21’indeyiz. Nasil yagmur yagiyor su an anlatilir gibi degil. Gerci birkac dakika sonra tekedecek muhtemelen Ankara semalarini bu kapkara bulutlar ve yeniden tertemiz bir gokyuzune kavusacagiz. Yaz yagmuru bu olsa gerek!
~
Bu hafta sonu yapmayi istediklerim listemde -goruyorsunuz hersey icin bir listem mevcut:)- ilk sirada HAMAM sefasi vardi. O listedeki en onemli ve uzeri ilk cizilecek madde icin Cumartesi sabahi kizlarla bulusulacakti. Cuma aksami 2 bekar kadin olarak Tolu ve ben bizde yemek yedik. Kievski tavuklar, yaninda haslanmis ve cesitli baharatlarla harman edilerek sotelenmis yaz sebzeleri ve biraz noddle. Tabiki guzelinden bir kirmizi sarap. (Bizimki Doluca’nin KAV 2006 Okuzgozu-Bogazkere kupajiydi. Tavsiye edilesi bir saraptir.) Sohbet ve keyifle yenen yemek sonrasi once bir ufak ara icin Arjantin Caddesi Starbucks’da ekibin kalanlari ile bulusuldu, ardindan da Iran Caddesi’nde bulunan Ankara’nin hatiri sayilir mekanlarindan Hok’s a gidildi. Dans edildi, sesimiz kisilana kadar bagirip sarki soyledik. Ama yaslanmisiz hakkaten, saat 01:30 civarlarinda eve gidelim diye birbirimizin gozunun icine bakiyorduk:) Hey gidi hey. Ben universite yillarinda aksam disariya cikmak icin hazirlanmaya saat geceyarisina yakinken baslar, eve dondugumde de gun dogumuna sahitlik ederdim kiyisindan. Bundan nefret ediyorum, ama hakkaten de yaslanmisiz! Sadece nefret ediyorum ama, uzulmuyorum hic. Zira o kadar cok sey yaptim ki bu zamana kadar, “keske” dedigim, kacirdigimi dusundugum hicbir sey yok. O yaslarda onlarin yapilmasi lazim gelirdi, imkanimiz ve gucumuz vardi yaptik. Simdiyse o gunlerden konusup guluyoruz sadece. Ve her defasinda da “iyi ki yapmisiz” diyoruz:)
Sabah azimle 09:00’da bulusarak Karacabey’in yolunu tuttuk 3 hatun. En son hamam sefamizin uzerinden takriben bir 6 ay gecmis:( Utanc ikonu yakisir su an buraya! Hamamin en sevdigim tarafi super bir detoks oldugunu hissettirmesi bana ve dahi butun hucrelerime. Hepi topu keseydi, masajdi, banyo kismiydi 1 saat kaliyoruz, ama yetiyor. Ve yine her defasinda rahatladiktan sonra “daha sik yapalim sunu, mesela en az ayda 1” demeyi de ihmal etmiyoruz. Yapamiyoruz bir turlu, o ayri:) Hamam sefasinin hemen akabindeki rituelimiz ekuriyle kahvaltiya gecmektir. Bu defa farkli bir mekani gormelerini istedim arkadaslarimin ve benim hastane kampusunun icerisinde yer alan LIVA Osmanli Mutfagi’na goturdum onlari. Biz birkac defa oglen yemegi icin gitmistik. Acilali cok olmadi, ama hemen hemen hafta ici her saat dolmaya basladi. LIVA’larin konsept mekanlarindan biri daha. Daha onceki denemeleri Cukurambar’da ilk dukkanla basladiklari restoranimsi ve sonra Farabi Sokakta actiklari Liva Light, diyet menuler uzerine calisan yerleri. Pastaneden geldikleri noktaya bakildiginda takdir etmemek elde degil. Burasini kesinlikle ziyaret edin. Oglenleri kalabalik ve henuz servis karmasasini asamiyorlar pek. Aceleniz varsa caniniz sikilabilir. Ama ozellikle et yemekleri, zeytinyaglilarin gozunuzun onunde dizi dizi dizildigi acikbufesi ve serpme kahvaltisi ile benim son zamanlardaki favori mekanim olmaya aday bir isletme. Hafta sonu Kale’nin alternatifi olmus diyebilirim. Bu arada bulundugu mevki HamamOnu. Yani bizim tarihi Karacabey’in hemen onunde, Istanbul’daki Soguk Cesme Sokagi benzeri bir alan icerisinde. Tum eski Ankara evleri aslina sadik olarak onarilmis, tumunun uzerinde X Konagi, Y Konagi seklinde plakalar cakilmis ve her biri kiraathane, cafe, kunduraci vs. seklinde hizmet veriyor. Yerler arnavut kaldirimi. Cok basarili bulduk biz, keske daha cok tanitilsa. Fotograf makinam yoktu, fotograflarini cekemedim, ama Safranbolu Evleri tipinde bir suru 2 katli konagin bulundugu birkac sokak hayal edin. Liva’nin ozellikle bahcesi super keyifli. (Ankara’li gezginler ziyaret ederseniz izlenimlerinizi paylasin.)
Zengin bir kahvaltiyi cok gec terkettigimiz icin bayagi sicaga kaldik. Evlere dagildiktan sonra herkes evdeki islerini halledecek ve aksamina birimizin evinde bulusacaktik. Fakat peltelesmis vucudumu kimildatacak halim kalmadigindan sebep Cumartesi gunumun kalanini klasik birkac ufak ev isi, bol okuma ve How I Met Your Mother adli izlenilesi dizinin ilk 2 bolumunu seyretmekle tamamladim.
Malum cok gec yatmayinca sabah erkenden ayaga dikildim. Oyleki yuruyusumu yapip, ailemizin mekani Liva’dan boreklerimi alip kahvaltiya oturdugumda saatim henuz 09:30’u gosteriyordu:) E erken baslayinca gune gun bitmek bilmedi. Ben de o bitmek bilmeyen gune camasir, biraz utu, Bourne Ultimatum -ki kacinci seyredisim bilmiyorum, Bourne serisine ve Mat Damon’a asigimdir- kitap, seftalili cooler, 365’de acildigini ogrendigimden beri gitmek icin can attigim Lush magazasinda ufak capli bir kaybolus, baslangic icin bir sabun en sexy kokulusundan, Eymir, balik ekmek ve bira ile dostumla guzel bir sohbet sigdirmayi basardim.
Yagmur dindi bu arada:)
Geriye sayim basladi benim icin. Cuma sabahi itibariyle Izmir yolcusuyum, Sevgiliye kavusacagim. Once aile yaninda birkac gun dinlence, ardindan rotasi tamamen bana ait bu yilki yaz tatilimiz icin hazirliklar ve yola koyulmaca:) 10 gun motorsiklet uzerinde olacagiz yine. Donuste yine guzel seyler anlatabilmeyi ve zihince kuslar kadar hafiflemis olarak donebilmeyi diliyorum. Herkes yavas yavas bir kosesinden ya tatil planini yapiyor, ya da yapti kacmaya hazirlaniyor sanirim. Hepinize guzelinden bir tatil diliyorum. Dondugumde herkesin saglikli, keyifli, hafiflemis ve mutlu burada olmasini istiyorum. Anlastik mi?
*Fotograflar gectigimiz hafta sonu kacamagindan.*
**Liva ile hicbir bagim yoktur:) Henuz sponsor da olmadilar. Bastan soyleyeyim:)**