Geçtiğimiz bayram tatili öncesinde Yunanistan’ın adalarından biri olan Rodos‘ta üç gece konakladık. Sebebi ziyaretimiz, arkadaşlarımız Duygu&Aykut’un düğün törenleri idi. Tarihi bize aylar öncesinden bildirmişlerdi ve biz de “işte yeni bir iki teker rotası daha çıktı bize” diye pek sevinmiştik! Lakin araştırınca gördük ki Rodos’a feribotla ulaşım sağlanan Fethiye ve Marmaris’ten herhangi bir araçla adaya geçiş pek mümkün değil (Araçlı feribotlar çok nadir çalışıyor). Moralimizi bozmadık ama; Rodos’a motosikletlerimiz olmadan gittik, arkadaşlarımızı evlendirdik, onlarla harika birkaç gün geçirdik ve bayramın ilk günü biraz da kaşınarak evimize döndük. Merak etmeyin bitlenmedik 🙂 Sadece yol yapma isteğimiz geçmemişti 🙂
Devamını oku
Seyahatname Konulu Yazılar
Keyfine Barselona!
Bundan tam 7 yıl kadar önce ilk defa görmüştüm Barselona‘yı. Annem, seyahat arkadaşım Tolunay ve iki numara ufaklığım ile birlikte gitmiştik bir tura eklenmek suretiyle. Görülmesi gereken mimari mucizelerini tek tek görmüş, haklarındaki detaylı bilgileri ise tur rehberimizden bolca dinlemiştik. Seyahatname başlığı altındaki Barselona’ya ait o bilgileri paylaştığım kısa özete şuradan ulaşabilirsiniz.
O zamanlar hayatımın da, hayata bakışımın da oldukça enteresan bir şekilde değişmeye başladığı yılların henüz başları idi. Bu dünyada var olma nedenimi ve son nefesimi vereceğim o an’a dek nasıl bir yaşam düşlediğimi sorguladığım dönemler.
Çevremdeki insanları azaltmak, “Haklı olmak yerine MUTLU olmayı seçmek“, kariyer-iş-güç meselelerinde hiçbir zaman tam olarak kendimi ait hissetmediğim kartvizit ünvanlarını teker teker terk etmek, daha az eşya ile yaşamak, daha çok hayır işleri ile ilgilenmek, hayallerimi gerçekleştirmek için “emekliliği” beklememek, bana keyif veren, yüzümü güldüren her ne varsa bir bir yapmaya başlamak gibi şeyler benim değişim sürecimde edindiğim nefis tecrübeler oldular.
Devamını oku
Kız Kardeşler İle Sicilya! Bölüm III
Evet, geldik mi –genelde bizim için– seyahatlerin en heyecanlı ve keyifli tarafına; yani Yeme-İçme/Lezzet Duraklarına 😉 Sürekli belirttiğim üzere her seyahat öncesi bir güzel araştırarak liste hazırlıyor; son dönemde hem Google Maps, hem de Foursquare uygulamalarında işaretliyorum ziyaret etmeyi planladığımız restoran, kahve dükkanı, pub, bar vs türü mekanları. Bu defa Trip Advisor‘dan da bayağı yararlandım, hatta bazı mekanlar için, kendi web sayfaları olmayanları özellikle, Trip Advisor’a link verdim aşağıda. Hadi bakalım mı nerelere gitmiş, ne yiyip-içmiş, nerede mutlu, nerede mutsuz olmuşuz?
Devamını oku
Kız Kardeşler İle Sicilya! Bölüm II
Sicilya’ya bir seyahat planı yapmaya başladığınızda “Mutlaka görülmesi gereken yerler listesi” içerisinde ilk sırayı Etna Yanardağı ve çevresi alıyor. Etna 3320 metre uzunluğu ile Avrupa’nın en yüksek (Her ne kadar püskürmeler ile yüksekliğinde değişimler meydana gelse de), dünyanın da ikinci aktif yanardağı (En son Aralık 2015’de hareketlenmiş) olması ile özellikle Sicilya’nın doğu kıyılarına yapılan seyahatlerde vazgeçilmez bir uğrak noktası. Bizim de seyahatimizin ana durağı Taormina olunca Etna tecrübesi için bir yarım günümüzü ayırmamak olmazdı. Zira Taormina’dan direkt olarak Etna’ya araba ile yaklaşık 1 saat civarında ulaşmak mümkün.
Biz Etna tecrübesi için otelimizden yardım istedik ve bize gayet konforlu bir minibüs ile şöförümüz/rehberimiz Amerigo ve İskandinav bir turist çift eşlik etti. Sabah saat 09.00’da yola çıktık ve rehberimiz bize o günkü planı şu şekilde anlattı: İlk önce Etna’nın kuzey yamacında bulunan Alcantara Gölü ve Vadisi’nin içerisinde bulunduğu Milli Park’a uğrayacak, oradan Etna yolu üzerinde bulunan Zafferana Etnea kasabasına uğrayıp sürekli olarak yanardağ püskürmelerinden nasibini alarak yeniden yapılanan bu minik yeri görecek; en büyük geçim kaynağı her türlü meyve ve aroma ile ürettikleri bal, zeytinyağı, şarap gibi turistik ürünler olan bu kasabada belki minik bir alışveriş yapacak ve en nihayetinde Etna Dağına ve elbet ulu Silvestri Krateri‘ne ulaşacaktık.
Devamını oku
Kız Kardeşler İle Sicilya! Bölüm I
15 yıldır tanırız birbirimizi. Bu zaman zarfında birlikte bir sürü şey yaşadık. Elbet güldük, çok eğlendik. Fakat onları benim seçilmiş “kız kardeşlerim” yapan şeyler ağırlıklı ihtiyaç anında, o Ankara’daki zor ve yalnız zamanlarımda hep yanı başımda bana destek olmaları olmuştur. Yıllar geçerken ya biri ya da diğeri ile yurt dışı maceralarına atılmış, hiç üçümüz bir arada bir seyahate çıkma şansı bulamamıştık. Bu defa şeytanın bacağını kırdık. Kararımızı yeni yıla girmeden önce verip, Sicilya’ya uçak biletlerimizi ve otel rezervasyonumuzu Aralık ayının sonuna doğru hallettikten sonra heyecanla Nisan ayının 27’sini beklemeye başladık.
Devamını oku