Eski, keyifli günlerin, seyahatlerin, bol kahkahanın, kalabalık ve eğlenceli, belki biraz efkarlı masaların, rakıların, şarapların, mumların üflendiği, plajda, teknede, uçakta çekilmiş fotoğraflarına bak!
Ben öyle yapıyorum:)
Geçenlerde “Çok Gezenler Kulübü” Roma‘daydı. (Beni de çağıracakları günü hasretle bekliyorum bu arada. Evet, üye oldum:) Onların ardı ardına attıkları twitleri okurken 2006 yılında kendi yaptığım Roma seyahatimi hatırladım. Tabi hemen o yıla ait klasör açıldı, içindekilere hayran hayran bakıldı:) Tolucumla ne güzel bir tatil geçirmiştik İtalya’da o yıl. Yalnız tek üzüntüm çekilen fotoğraf sayısının, şimdi bir akşam yemeğinde çektiğim fotoğraf sayısından daha bile az olmasıydı!
Olsun varsın dedim, nasılsa son değildi bu seyahat. Hayatımda belli bir süre, “Eat/YE” bölümü için en azından, ben de Elizabeth Gilbert‘ın yaptığını yapacağım. Çünkü Maya Angelou’nun da gayet güzel ifade ettiği gibi, “Life is not measured by the number of breaths we take, but by the moments that take our breath away/ Hayat aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen dakikalarla ölçülür.”
Nefesimi kesen, bana keyif veren, enerji veren anlarımı biliyorum. Seyahatlerim, bunlardan biri sadece. Farkındayım her birinin. Dileğim, idealim, bu anların sayısını her geçen gün arttırabilmek. Hem kendim için, hem çevremdeki güçlü bağlarla bağlı kaldığım insanlar için..
çok gezenler kulübünü ben de takip ediyorum ve çok imreniyorumm:)
91’de Roma’daki tanıdıklarımıza gittiğimizde 15 gün Roma ve civarını gezme imkanım olmasına rağmen elimde yeterli bir makine olmaması nedeniyle çekemediğim fotoğrafların üstüne ilaç gibi geldi bana oradaymış hissi veren fotoların. Çok teşekkürler. 🙂
sevgili zeynep, çok yıllar önce bir sevgili dostum-Selim Karakaya- bana böyle bir kulüp kurarsam çok fazla üyesi olacağını söylemişti. ben de o zamanlar vay be hayali bile güzel demiştim. ben hayal dedim, başkası yaptı!
*
esencim,
rica ederim:) ne mutlu bana sen de mutluysan..
Ahh Dilara, aldın götürdün beni Ankara’dan Roma’ya bu Pazar sabahında… Roma benim en sevgili şehrim, ilk aşık olduğum şehir, ve o hep en özel, yeri hep ayrı. bazen google earth’ten açıp sokaklarında dolaştığım şehir…
Teşekkürler, ruhumu böyle alıp götürdüğün için 🙂
Sevgiler
Pınar